“Bu yazılar, seni benden önce görmek bahtiyarlığında oldukları için
onları kıskanıyorum” sözleri Nazım Hikmete ait, Pirayesi için yazdığı
sayısız söz ve şiirlerden bir tanesi. Toplum olarak büyük ve imkansız aşklara
karşı zaafımız var. Anlatıldığında dikkatlice dinleriz Nazım ile Pirayeyi,
Kerem ile Aslıyı, Yusuf ile Züleyhayı, ve Mecnun ile Leylayı.
Her aşkta her
imkansızlıkta kendimizden bir şey buluruz, hatta bazılarımız kendimizden birşey
ekleriz o ölümsüz aşk hikayelerine. İçten içe hayıflanırız nerde o büyük
sevdalar, bizi bulur mu böylesi bir aşk diye…
Belki Züleyha kadar çok
sevemeyiz, sabırla bekleyemeyiz ama yinede Züleyha da kendimizden bir şey buluruz.
Bulmasak Züleyhanın adını asırlık sevdalara kazır mıyız? Piraye, Leyla,
Züleyha, Aslı nasıl kadınlardınız siz? Nazım, Mecnun, Yusuf, Kerem nasıl
sevdiniz siz. Nazımın kalbinde Piraye olmak sanki 7 Cihana Sultan olmak… Piraye
nasıl hükmettin o kalbe, onca imkansızlığa, özleme rağmen Nazım’a o sözleri nasıl
yazdırdın. Çok sevmekte yetmiyor artık bir ömür beklemekte sonuç yine hüsran peki
Mecnun sen nasıl dayandın ‘’Leylasızlığa.’’ Sen çöllere sığınmışken zamane
genci nereye sığınsın kime anlatsın leylasını? Kerem ile Aslı’nın yalnız
külleri kavuşmuşken birliktelik hayal değil de nedir ?
NAZIMDAN PİRAYEYE…
Bizi esir
ettiler,
bizi hapse attılar: beni duvarların içinde, seni duvarların dışında.
bizi hapse attılar: beni duvarların içinde, seni duvarların dışında.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder